Evlilikte Etkili İletişim
Evlilikte İletişim
Evlilikte iletişimi geliştirmenin yolları nelerdir?Eşiniz sizinle konuşmak istediğinde;
- Susun
- Eşinizi rahatlatın
- Dinlemek istediğinizi gösterin
- Dikkat dağıtıcı öğeleri uzaklaştırın
- Eşinize empati gösterin
- Eşinizle doğrudan göz teması kurun ve dinlerken sadece onun yüzüne bakın
- Zaman tanıyın
- Öfke ve olumsuz duygularınızı kontrol edin
- Soru sorun
- Eşinizin söylediklerine ilgi gösterin
- Gerçek sorunun ne olduğunu duyana kadar yargıda bulunmayın
- Eşinizin sözünü kesmeyin
- Söylenenleri anlayıp anlamadığınızı kontrol edin
- Sıranızı bekleyin, anladığınızı düşündüğünüz anda araya girmeyin, eşinizin bitirmesini bekleyin
- Eşinizin söylediğinden ne anladığınızı bir cümleyle tekrarlayın (arkadaşlarımla çok fazla zaman geçirdiğimi düşünüyorsun, doğru mu?)
- Yakaladığınızdan emin olursanız, eşinizin şikayeti, huzursuzluğu veya içinde bulunduğu durumla ilgili duygusunu dile getirin (anladığım kadarıyla bu duruma üzülmüşsün)
- Yargılayıcı olmayın
- Uygun aralıklarla “anlıyorum” “evet” anlamında baş sallayın
- Eşinizin sözünü kesmeyecek biçimde “evet , anlıyorum” deyin
Siz eşinizle konuşmak istediğinizde;
- Eşinize bir bilgi, duygu, düşünce, istek ya da ihtiyacınızı iletirken açık olun, net ifadeler kullanın
- Eşinizin sizi doğru anladığından olun. Ne şekilde anladığını sorun, yanlışsa uygun bir şekilde düzeltin
- Yanlış anlaşılmalara neden olabilecek kapalı ifadelerden ya da imalardan kaçının
- Sözel olmayan mesajlara dikkat edin, beden dilinizle eşinize ne düşündürdüğünüzü ve ne hissettirdiğinizi anlamaya çalışın
- Emir olarak algılanabilecek ifadelerin yerine rica sözcükleri kullanın
- Yeteri kadar konuşun
İletişimi engelleyen faktörler nelerdir?Öğüt vermek, çözüm getirmek, yönlendirmek:
Eşinizle konuşurken iletişimi kesen bazı mesajlar vardır;
“Şöyle yap, böyle yapma...”
“Bu şekilde hareket etmemelisin...”
“Yoruluyorum diye yakınacağına geceleri erken yat...”
“Bu kadar düzensiz çalışırsan, işlerini tabi yetiştiremezsin...” gibi cümleler, eşinizde direnç, yaratabilir, savunmaya itebilir. Genellikle öğüt vermek, tavsiyede bulunmak eşinizde baskı veya suçluluk duyguları uyandırarak, iletişimin kesilmesine veya yön değiştirmesine neden olabilir.
Yargılamak, eleştirmek, ad takmak:
“Sen zaten hep kolaya kaçarsın...”
“Bebek gibi davranıyorsun...”
“Şikayetten başka bir şey bilmezsin zaten...”
“Hiçbir fedakarlığa katlanmak istemiyorsun...”
Genellikle yargılama ve eleştirme tepkileri ile karşılaşan bir kişi, kendisini anlaşılmamış, itilmiş, haksızlığa uğramış ya da çaresiz hisseder. Bunun sonucunda iletişimi keser ya da öfkeyle karşılık verebilir.
Soru sormak, araştırmak, incelemek:
“Neden?...Sen ona ne yaptın?...O sana ne dedi?... Neden şunu söylemedin?...”
Genellikle soru, inceleme, nedenini arama gibi yaklaşımların içinde önyargı, eleştiri veya zorunlu çözüm önerisi bulunur, ayrıca konuşma sorulara cevap vermeye takılarak, yön değiştirip asıl konudan uzaklaşabilir. Sorularla yürüyen iletişimde, genellikle soru soranın nereye varmak istediğini diğer kişi anlayamadığından endişeye kapılabilir veya savunmaya geçebilir.
Teşhis koymak:
“Aslında sen öyle demek istemiyorsun...”
“Ben senin aslında neden öyle yaptığını biliyorum...”
“Aslında senin derdin başka...”
“Anlaşılan bir süre sana yardımcı olmamı isteyeceksin...”
“Bunları beni üzmek için anlatıyorsun...”
Bu tür yaklaşımlarda, kişi sanki eşinin niyetini, söylemek istediklerini çok iyi biliyormuş, onun kafasının içindekileri okuyormuş gibi bir tavır içine girdiğinden, eşini savunmaya ittiği gibi, sinirlenmesine, sabırsızlanmasına veya öfkeli cevaplar vermesine neden olabilir. Bu tür ifadelerle karşı karşıya kalan kişi kendisini kıstırılmış, yanlış anlaşılmış hissedebileceği için büyük olasılıkla iletişimi keser.
Teselli etmek, konuyu değiştirmek:
“Aldırma, boşver...”
“Düzelir canım, bunu dert etme...”
“Başka şeylerden konuşalım...”
“Olur böyle şeyler, geçer...”
“Bir kahve iç düzelirsin...”
“Aman sen de herşeyi ciddiye alıyorsun...”
Aslında teselli etmek çoğu zaman yararlıdır, ancak doğru olan eşinizi duyduğunuzu ve anladığınızı belirttikten sonra teselli vermenizdir. Söyledikleri duyulmadan, teselli ediliyormuş hissini yaşayan kişi, kendisini dinlenilmemiş, söyledikleri saçma bulunmuş ve anlaşılmamış hissedebilir. Önemsenmemiş veya tam olarak dinlenilmemiş olmaktan dolayı kızgınlık duyabilir. Genellikle, dinlemeden verilen teselli mesajları, konuşan kişide sorununun küçümsendiği duygusunu yaratabilir.
Eşinizle iletişiminizin engellere takıldığını düşünüyorsanız öncelikle kendi iletişim kurma biçiminizi gözden geçirin. Çünkü iyi bir dinleyici olmanın, diğer insanları dinlemenin ve anlamanın birinci şartı; kişinin öncelikle kendisini dinlemeyi ve anlamayı başarabilmesidir.
Evlilikte iletişim hataları nelerdir?Yıkıcı eleştiri: Eşlerin, birbirlerinin olumsuz yönlerine odaklanmaları ve olumlu yönlerini görememeleri sonucu birbirlerini incitecek şekilde eleştirmeleridir. Örneğin, “sen beni üzmekten zevk alıyorsun.”
Genelleme: Eşlerin birbirlerinin kişilik özelliklerini içeren yargı, eleştiri ve genellemeler yapmalarıdır. Örneğin, “sen zaten hep bencilsin.”
Akıl okuma ve yıkıcı niyet geliştirme: Eşlerin birbirlerinin söylediklerinden çok, söylemediklerini anlamaya ya da söylenenlerin arkasındaki niyeti anlamaya çalışmalarıdır. Örneğin, “bunu benim iyiliğim için yaptığını söylüyorsun ama senin asıl niyetin beni aşağılamak.”
Geçmişi getirme: Eşlerin, geçmişte yaşanan olayları hatırlatarak iletişimi bozmalarıdır. Örneğin, “evliliğimizin ilk yıllarında ailenin bana yaptıklarını asla unutmayacağım.”
Kendini bütünüyle haklı görme: Kendini bütünüyle haklı, eşini ise bütünüyle haksız konuma düşürme çabası sonucu iletişimin kesilmesidir. Örneğin, “evliliğimiz boyunca hiçbir tartışma benim yüzümden başlamadı.”
Eşlerin kendi davranışları ile ilgili olarak sorumluluk almaması: Eşlerden birinin kendisinin yaptığı hataların ve davranışların sorumluluğunu kabul etmemesi sonucu iletişimin kesilmesidir. Örneğin, “beni kızdırıyorsun ve ben de işte bu yüzden saldırgan oluyorum.”
İşi yokuşa süren ifadeler: Örneğin, “şimdi çaba gösteriyorsun ama artık çok geç bunları beş yıl önce yapmalıydın.”
Mantığı silah olarak kullanma: Örneğin, “madem aynı görüşte değiliz, o halde benim dediklerimi çürüt, senin dediklerini yapalım.”
Ses tonunu yükseltme: Eşlerin ses tonunu yükseltmesi çoğunlukla iletişim bozulmasına yol açar.
Eşlerden birinin danışman rolünü üstlenmesi: Örneğin, “senin durumunu anlıyorum, bundan sonra doğruyu bulmana yardımcı olacağım.”